Bir Garip TÜRSAB Hikayesi (4) Üye Değil Müşteri... Her İşletmeye CRM Departmanı Lazım...

 

Hatırlarsınız kazandığı en son seçim sonrası herkesin birleştirici bir kapanış konuşması yapmasını beklediği sırada, rakiplerini promterdan okuduğu hazır metin ile hakaretler yağdıran bir Bağlıkaya profili ile karşı karşıya kalmıştık . Hızını alamayıp kendisi gibi düşünmediği için seçimle göreve gelen Bölge Başkanlarını onursuzlukla yaftalayıp Bölge Temsil Kurullarını kapatmıştı.

Bağlıkaya her zaman olduğu gibi kendi yönetim anlayışına yönelik yapılan eleştirileri, çok eskimiş bir manipülasyon yöntemi olan ‘Hedef Şaşırtma’ yolu ile, eleştiriler sanki TÜRSAB’ın kurumsal yapısına karşı yapılmış gibi algı yaratmaya çalışmaktadır. TÜRSAB üyelerinin muhakeme yeteneklerinin yüksek ve TÜRSAB üyelerinin zeki olduklarını kendisine hatırlatıyorum.


En son 2 Ekim 2024 günü bir web sitesine yaptığı açıklamalarda yönetim anlayışını eleştirenler hakkında  ‘kalleş, taşeron, figüran, ahlaksız, sahipsiz köyde değneksiz gezen’ gibi bir Başkanın ağzına yakışmayacak kelimeler sarf etmiştir. Kendisini bir küçüğü olarak ayıplıyor, bu talihsiz kelimeleri bir daha kullanmaması yönünde tavsiyede bulunuyor ve edepli olmaya davet ediyorum.

Diğer taraftan en son yazımda TÜRSAB’ın ve TURSAV’ın kuruluş misyonlarından uzaklaştırıp nasıl birer ticari işletmeye dönüştürüldüklerini örneklerle belirtmiştim. Selefi ile beraber yaptığı bazı eylem ve işlemler ile, nasıl TÜRSAB üyelerinin müze örenyeri biletlerindeki %5 lik haklarının ellerinden alınıp bugünün parasıyla 1 milyar 300 milyon liranın yok edildiğini belgeleriyle anlatmıştım.

Aslına bakarsanız 2013 yılında yapılan Genel Kurul’da değerli meslektaşım aynı zamanda Serbest Muhasebeci, Mali Müşavir ve Bağımsız Denetçi olan Hali Erol kürsüde bu konuyu anlatıp, 2018 yılında Denetim Kurulu Üyesi iken beraber görev yaptığımız dönem konunun takipçisi olmuştu. Ancak, o dönem Bağlıkaya tarafından görev yapmasına engel olunmuştu. Yaşamış olduğu haksızlıkla ilgili bir dahilim olmamasına rağmen kendisinin hakkını burada teslim edip kendisine özrü bir borç biliyorum. Bilgisi ve tecrübesi ile geçmişte ve şu an birliğimiz TÜRSAB ve iştiraki olan şirketlerde halen devam eden karmaşık şirket ve ortaklık yapılarını çözme noktasında danışılması gereken kişilerden birisi olduğunu belirtmek istiyorum.

Gelelim yeni konumuza.

Geçen yazımda üye yerine neden müşteri demenin daha doğru olacağından bahsetmiştim.

Bu sene tanesi 950 TL gibi fahiş bir fiyata nasıl olsa üyeler (müşteriler) almak zorundalar diye, zorla ‘plastik plaka’ satıldı. Bu plastik satma sistemi, ben yazımı kaleme alırken Bakanlıktan gelen bir yazı ile tarihe karıştı. Özellikle tur ve transfer hizmeti veren büyük tur operatörlerini, seyahat acentalarımızı ve transfer acentalarımızın araç filoları ve kiraladıkları araçların sayısını ve her yıl ödedikleri rakamları düşünürsek bu kararın ne kadar isabetli olduğu ortaya çıkmaktadır.


Yönetmelikte belirtildiği üzere ve Turizm Bakanlığının gerekçeli yazısındaki görüşüyle de sabit olduğu üzere her sene plaka satın alma zorunluluğu yoktur.

Plaka uygulamasının başladığı yıldan bu güne kadar plaka alan TÜRSAB üyelerinin fazladan haksız yere ödemiş oldukları plaka tutarlarının geçmişe yönelik yeniden değerlemeleri hesaplanarak; TÜRSAB’dan geri talep etmelerinin kanuni bir hak olduğu yönünde de bir hukuki görüş mevcuttur. Acentaların bu konu ile ilgili nasıl bir yol izleyeceklerini ilerleyen yazılarımda dile getireceğim.

Bu karar sonrası yol denetimlerini durdurmak gibi ilginç bir karar alındı. Peki sormazlar mı? :

·         Ülke genelindeki denetim ekibinin yol denetimlerindeki tek görevi plastik kontrolü yapmak mıydı? Başka bir evrak kontrolü yapılmıyor mu?

·         Bakanlık denetim sırasında ‘plaka sorma’ demiyor, sadece ‘her sene satma’ diyor açıklamasında… O zaman neden plakası olmayan araçlara denetim yapmaya devam etmiyorsunuz?

·         Üyelerinize güvenmiyor musunuz?

·         Hizmet vermek üzere üyelerinizden aldığınız aidat paraları size yetmiyor da mı bir de maliyetinin kat ve kat üstüne kar koyarak fahiş rakamlarla müşteri olarak gördüğünüz üyelerden para toplama konusunda ısrar ediyorsunuz?

·         Bölge Temsil Kurulları’nı kapatırken aklınıza gelmeyen Yönetmelik, konu para olunca mı aklınıza geliyor da Yönetmelikten alıntı yapıp açıklama yapıyorsunuz?

TÜRSAB üyelerinin muhakeme yeteneklerinin yüksek olduğunu ve TÜRSAB üyelerinin zeki olduklarını tekrar hatırlatıyorum.

Bu arada müşteri olur da CRM (Customer Relationship Management) yani Müşteri İlişkileri Yönetimi Departmanı olmaz mı?

Bunu da gördük… Selefinin aklına gelmeyenleri yapmaya başladı halefi. Direk kendisine bağlı bir departman ve çalışanlardan oluşan bir ekip, ellerinde hediyelerle özellikle seçime gelmeyen ve yeni kurulan meslektaşlarımızı ziyaret etmeye başladılar. Ardından da bu meslektaşlarımız için kişiye özel davetiye gönderilip, kapalı devre toplantılar gerçekleştiriliyor.

Şimdiye kadar yapılan toplantılar : 

24.9.2024            : İstanbul Asya BTK Seyahat Acentaları Buluşması
25.9.2024          : İstanbul Boğaziçi BTK Seyahat Acentaları Buluşması
26.9.2024          : İstanbul Şişli BTK Seyahat Acentaları Buluşması
14.10.2024        : İstanbul Fatih BTK Seyahat Acentaları Buluşması
16.10.2024        : İstanbul Avrupa BTK Seyahat Acentaları Buluşması

Bu toplantılar için neden genel bir çağrı yapılmadığını ya da bu bölgelerde acentanız olup neden çağrılmadığınızı merak ediyorsanız; sorularınızın cevabını konunun başında bulabilirsiniz.

İstanbul’dan başlayan bu uygulama Ankara, İzmir ve Antalya gibi illerle devam ediyor. Konu ile ilgili gelişmelerden de ilerleyen yazılarımda sizleri haberdar etmeye devam edeceğim.

Peki TÜRSAB’a yeni bir mali yük getiren böyle bir departmana neden ihtiyaç duyuldu? Bölge acentalarıyla sürekli temas halinde olan seçimle göreve gelmiş Bölge Temsil Kurulu Başkanları ve Üyelerine güvenilmiyor mu? Seçimlerde bu departmanın görevi ne olacak? Hepsi cevabı belli olan sorular gibi dursa da ben üçüncü kez hatırlatıyorum.

TÜRSAB üyelerinin muhakeme yetenekleri yüksektir. TÜRSAB üyeleri zekidir.

Yazımı tüm bu yazdıklarımdan bağımsız olarak Rickover’ın şu sözleri ile sonlandırıyorum.

‘Küçük insanlar kişileri, normal insanlar olayları, büyük insanlar fikirleri tartışırlar.’

Büyük TÜRSAB Ailesi’nin Büyük İnsanlarıyla fikirleri tartışmaya devam edeceğiz… 

İki hafta sonra görüşmek üzere…

Kalın sağalıcakla…

M.Nezih HACIALİOĞLU
TATİLAY TURİZM ve BOOK 4 BED TURİZM Seyahat Acentaları Yönetici Ortağı
23.Dönem TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi